Michael Wabiszczewicz ve Sebastian Keller 2015’te bu işletmeyi kurduklarında, çoğu kişi onların çılgınca bir iş yaptığını düşünüyordu.
“Sadece 26 yaşındaydık ve insanları bir odaya kapatmak istediğimizi söylüyorduk,” diyor Michael.
Bir grup insanın fiziksel bir odaya kapatıldığı ve oradan çıkmak için uğraştığı bir tür etkileşimli bulmaca olan “kaçış odası” konsepti, ilk olarak bir üniversite projesi için geliştirilmişti. Ancak Michael ve Sebastian bu projeyi hayata geçirmek istiyorlardı. Bugün Almanya’nın Bielefeld şehrindeki en büyük kaçış odası işletmesi olan Raum&Zeit, dört farklı kaçış odasına, yılda 14.000 müşteriye ve yüzde 50 pazar payına sahip.
Michael, Raum&Zeit’ın ilk günlerinden itibaren WhatsApp’ı nasıl kullandıklarını anlatırken, “Her zaman modern ve havalı bir şirket gibi görünmeye çalıştık,” diyor. Michael ve Sebastian, işlerini daha iyi yürütmek için 2018’de Almanya’da kullanıma sunulan WhatsApp Business uygulamasını kullanmaya başladılar.
Şu anda her gün uygulama üzerinden ortalama beş müşterinin ilettiği sorulara yanıt veriyorlar. Michael bu hizmetin iletişim kurmaya çekinen, telefon etmek veya e-posta yazmak istemeyen müşterileri teşvik ettiğini belirtiyor.
Michael ve Sebastian, WhatsApp Business uygulamasının müşterilerle anında iletişim kurmalarını sağlayan uzakta mesajları özelliğini çok beğeniyorlar. İşletme profilinin ise çalışma saatleri gibi temel soruların herhangi bir etkileşime gerek olmadan yanıtlanmasına imkan verdiğini düşünüyorlar.
WhatsApp üzerinden Raum&Zeit’tan hediye sertifikası satın alan bir müşteri, sürecin “son derece kolay ve hızlı” olduğunu vurguluyor.
Michael’a göre, WhatsApp Business uygulaması Raum&Zeit’ı farklı kılıyor ve Almanya’da patlama yaşayan kaçış odası sektöründe, şirketin rakiplerinin arasından sıyrılmasına yardımcı oluyor.
“Kendi şehrimizde avantajlıyız,” diyen Michael şöyle ekliyor: “Burada bu uygulamayı kullanan başka bir kaçış odası şirketi yok.”